pembe kekik tarifleri

Tiramisu İtalya’ya özgü bir tatlı ve ilk olarak Treviso’da yapıldığı söylenmektedir. Geçenlerde bir belgeselde Venedik usulu tiramisunun yapılışını izledim. Kedidili bisküvileri  filtre kahveyle ıslattıktan sonra bir kasede mascarpone peyniri ile yumurta aklarını çırptılar, biraz da krema ilave edip bir süre daha çırptıktan sonra bisküvilerin üzerine döktüler. Kakaoyu da üzerine serpince tatlının yapımı tamamlandı. Bu kadar basit yani. Benim vereceğim tarif de Venedik usulu tiramisunun tarifine uyuyor olacak ancak ben hazır krema kullanmak yerine kremayı kendim yapıyorum. Kendime göre yorumladığım ve eş dost tarafından çok beğenilen tiramisumun tarifini paylaşacağım bugün. Mascarpone peyniri bulamayanlar labne peyniri kullanabilirler. Venedik fotoğrafım büyük kızımın objektifinden...  

Evde probiyotik yoğurt mayası ile yoğurt yapımını anlatacağım bugün.  Çocuklarım küçükken bir çiftlikten süt alırdık ve yoğurdumu devamlı evde mayalardım. Hatta cam kavanozlara mayalar, mayalarken de içine bir tatlı kaşığı toz şeker ilave ederdim. Tadına bayılırlardı. Zamanla kapılarda satılan inek sütlerinin çok sağlıklı olduğuna inanmaz oldum. Artık mandralarda da süt bulmak neredeyse imkansız. Doğal ev yoğurdu yaparken de günlük sütlerde bile tam olarak istediğim sonucu elde edemiyordum. Kuzenim Sevda ablam bir  sohbetimizde bana yoğurdumu probiyotik yoğurtla mayalamamı önermişti.TV'de izlediği bir programdan öğrenmiş ve uygulamış. İlk konuştuğumuzda bana önerdiği tarifle yaptım yoğurdumu.  Ben toprak güveçlerde mayaladığım için öncelikle sütümü güveçlere paylaştırdıktan sonra mayamı da eşit oranda paylaştırdım. Karıştırdıktan sonra da güveçlerin üzerini önce bir tabakla kapatıp daha sonra bezle örttüm.

Bugün sizinle, pazar günü yaptığım puf poğaça tarifimi paylaşmak istiyorum.  Pazar akşamları kızım Behzat Ç. dizisini hiç kaçırmaz. Diziyi seyrederken de mutlaka bir şeyler atıştırır. Pazar sabahı geç saatte edilen kahvaltıdan sonra öğle öğünü atlanır. Erken yenen akşam yemeğinden sonra da geç saatlere kadar oturulunca çayın yanına da atıştırmalık gerekir. Bu pazar akşamı kızıma atıştırmalık olarak poğaça hazırlamak istedim ve Yuva Maya'nın Poğaça Karışımı'nı denedim. Yuva Maya, "Artık  herkes Nefis Poğaçalar yapabilecek." sloganıyla yola çıkmış. Poğaça yapmaya biraz geç saatte başladığım için 1-1,5 saat olarak verilen bekleme süresini minimumda tutmak zorunda kaldım ve bir saat beklettim. Poğaçaları hazırlarken "acaba hamurum yeteri kadar kabarmadı mı?" diye bir endişem vardı ama fırına verdikten on dakika sonra iki kat kabardı ve derin bir oh çektim. Mayalı poğaça çabuk bayatlar endişem de düne kalan üç adet poğaçanın bayatlamadığını görünce tamamen kaybol

Ankara'dan abim geldi evde bir bayram havası...Bu hafta sonu çok mutluydum. Ekim ayından beri görmediğim erkek kardeşim İzmir'e geldi. Ne yazık ki onun  için yaptığım bu muffinleri  yiyemeden gitti. Cumartesi günü arkadaşlarıyla Şirince köyünden başlayan gezilerine Efes harabeleri ile devam edip oradan da Urla'ya geçmişler. Geldiğinde de ancak akşam yemeği yiyebildi. Yemek sonrasında da yorgunluktan uyuklayıp durdu. Pazar sabahı dönüşünde de yanına koymayı unuttum içime battı. Onun yerine kızım afiyetle yedi.Artık bir daha ki gelişine yenisini yaparım.

Daha önceki postlarımda Karşıyaka "Zeytinyağlı Yemekler Yarışması" etkinliklerine katıldığımdan bahsetmiştim. Orada kurulan standların birinde tanıtımı yapılan bir kitap öncelikle hikayesi ve konusu itibarı ile dikkatimi çekti. "Annesinin Kızı" adıyla yayınlanan bu kitabın tasarımı da bir harikaydı. Her şey o kadar özenli, sade ve şıktı ki. Kitapla birlikte verilen ayraç bile elişi ve iğne oyası ile yapılmıştı. Kitabın en çok da ismi hoşuma gitti. Kitabın yazarı Güler Sarıgöl Köymen’de orada idi ve kitaplarını tanıtıyordu. Anne tarifleri ve yöresel tarifler o kadar hoşuma gidiyor ki bunları korumak, saklamak ve devam ettirmek adına yapılan tüm çalışmalara şapka çıkarırım. Keşke kitapta benim  annemin  de  bir tarifi olabilseydi diye düşündüm. Kitaptaki hem anneler hem de kızları adına çok mutlu oldum. Anne lezzetlerinin toplandığı bu kitabın giriş bölümünde Güler hanımın annesi Perihan Sarıgöl şunları yazmış; : "Kızımın hayatım boyunca yaptıklarıma kıymet verme

Derin dondurucuda bulundurabileceğiniz aniden gelen konuklarınız için yarım saatte pişen börek tarifim var bugün. Patatesli börek sevenler için harika bir tarif.

Yüksek lifli diyet ekmek karışımını denedim ve sonuçta keşke tüm diyet ürünler bu kadar lezzetli olsa diyorum ve bunu da tüm samimiyetimle söylüyorum. Paketin arkasındaki tarife uyarak ekmeğimi yapayım diye işe başladım ama tarifte 5 gr kuru maya diye yazıyormuş ben 11 gr lık paketi koymuş bulundum. Mayayı yazılandan fazla kullanmamın ekmeğime yansıyan olumsuz bir etkisi olmadı. Su ölçüsü olarak 250 ml lik bir su bardağı su kullanmak da yeterli oldu. Ekmeği kalıba koyduktan sonra hamuru bir, bir buçuk saat dinlendirin kısmında da bir saat on beş dakika dinlendirmek yeterli oldu. Ekmeğimi pişirirken çapı 28 cm olan bir tepsi kullandım ve 220 derecede pişirdim. Sonuçta inanılmaz lezzetli bir ekmeğim oldu. Doğrusu bu kadarını hiç beklemiyordum. Zaten evde ekmek pişirdiğim zaman fırından yayılan koku beni mutlu eder. Ben ekmeğimi elde yoğurarak yaptım ancak ekmek yapma makinesinde kullanılabileceği belirtilmiş.

Havaların bu gidişatından yaz geldi mi gelmedi mi hiç bir şey anlamıyorum. Evvelki gün erkek kardeşim İzmir'e geldi. Ben ona seni çok güzel günlük güneşlik bir havayla karşıladık dedim ve  hava attım. Dün öyle çok yağmur yağdı ki bütün havam söndü. Neyse ki bugün hava güzel. Yarında güzel olur umarım Pazar sabahı gidiyor İzmir'i güzel ve günlük güneşlik hatırlasın. Umarım hava tekrar bozmaz.Ara sıra bulutlar yüzünü gösteriyor çünkü.  Ben havalara rağmen mutfakta yaz havasına girdim ve yaz yemeklerini pişirmeye başladım. Patlıcan musakka da yanında pirinç pilavı ve cacık eşliğinde en sevdiklerimden.

Yeni çıkan ürünleri denemeyi çok seviyorum. Yeni lezzetler keşfetmek en büyük zevkim. Geçen hafta konuklarım için hazırladığım ikramların arasında tuzlu olarak mahlepli susamlı simit yaptım. Bu sefer Çeşnili Hamur Kabartma Tozu kullandım. Blogger toplantımızda Dr.Oetker'in bizler için hazırladığı hediye paketinin içinde bulunan ürünlerden  Mahlepli-Susam aromalı hamur kabartma tozunu deneme fırsatım oldu. Simitlerim çok güzel oldu. Mahlepli kabartma tozu bulamayanlar 1 çay kaşığı karbonat ve 1 çay kaşığı mahlep kullanabilirler.  Bugün kandil dolayısıyla simit tarifimi yayınlamak istedim. Hepinizin kandili mübarek olsun.

Bugün değişik bir piliç sote tarifim var. Bu soteyi yapmadan önce tavuk göğüslerini önce ızgarada pişiriyoruz. Izgarada pişen tavuk etlerini doğrayıp soteliyoruz. Yapımı çok kolay ve lezzetli. Lavaş veya pide eşliğinde yemesi de çok zevkli oluyor.

Antakya tepsi kebabı olarak bilinen bu yemeği çok severiz. Çocukken üst komşumuz Saadet teyze Antakyalı'ydı ve memleketinin özel yemeklerinden ne yapsa bize de mutlaka verirdi. Annemde Antakya yemeklerini hep Saadet teyze'den öğrenmiştir.  Antakya'nın ç ok zengin bir mutfağı var ve ben yemeklerine bayılıyorum. Hem sebzeyi hem de eti dengeli biçimde kullanıyorlar. Kullanılan yağ miktarını kendimize göre uyarlarsak sorun yok. Zaten günümüzde hemen herkes sağlıklı beslenmeye çok özen gösteriyor.

Bu sabah Fethiye'den misafirlerim vardı. Sabah 6'da geldiler. Onlar dinlenirken ben de çabucak kahvaltıya zeytin ve kaşar peyniri ile bir tepsi atıştırmalık hazırladım. Hazırladığım kurabiyeleri ılık ılık yedik. Ağızda dağılıyor ve çok lezzetli. Tabii ki sofrada her zaman olduğu gibi boyoz, gevrek ve açma gibi kahvaltı klasiklerimiz bulunuyordu. Şehirler arası gelen misafirlerimizi boyoz yemeden göndermiyoruz.  Malzemeler: 250 gr kadar un  1 tatlı kaşığı karbonat 75 gr margarin (oda ısısında) 4 çorba kaşığı sıvı yağ 4 çorba kaşığı yoğurt 1 yumurtanın akı (içine) 1 çorba kaşığı kurutulmuş ot (Kuru nane ve kuru fesleğen kullandım) 15-20 adet çekirdeği çıkarılmış siyah zeytin (kıyılmış) 12 dilim kaşar peyniri (Kurabiyenin içine girecek kadar küçük) 1 yumurta sarısı (üzerine)

Dökme demir tencereyi yıllardır kullanırım. Yavaş pişirir ama çok güzel pişirir. Aynı zamanda fırınlanabilen bu tencerelerden Denizli’de ki kuzenimin eşi yıllar önce üç   adet hediye etti ve hediyeyi verirken de 'bu tencereleri kullanırken beni hatırlarsın çünkü unutup illa ki kulplarına tutacak kullanmadan dokunursun, ellerin yanınca da beni hatırlamaman mümkün değil yalnız hatırlayınca da arkamdan kötü konuşma' diye de espri yaptı. Hakikaten de kullandıkça sık sık onu hatırladım. Dalgınlıkla kulpları hep tutacak kullanmadan tuttum.    Şimdi İspanyollar bu tencereler için çok güzel tutacak tasarımı yapmışlar. Servis yapmadan önce kulpları takınca elim yandı sorunu ortadan kalkıyor. Bu yemeği döküm tencerede yapıp fırınlayacaksanız fırınınızı 160 derecede ısıtıp iki, iki buçuk saat arası pişirmeniz gerekir. Harika oluyor. Bu yemeği aynı yöntemle toprak güveç tencerede de pişirebilirsiniz.Kapağı yoksa aliminyum folyo ile kapatabilirsiniz.

Bu pilavı nohut yahnisinin yanına yapmıştım. Nohut yahnisi fotoğrafını gene çekmeyi unutarak bulgur pilavının fotoğrafını çekme derdine düştüm. Tencerenin kapağını açar açmaz görüntü beni mest etti. Tadı en az görüntüsü kadar güzel olan bu pilava bayıldım. Kuru domatesi o kadar çok seviyorum ki bu sene kendim evde kuruttuğumdan olsa gerek yemeğe doyamadım. Düşünüyorum da bu yaz bir taraftan taze domates yerken bir taraftan da domatesleri kurutup kuru domatesli salatalara ve yemeklere devam mı etsem diye. Evet öyle yapmalıyım.Yazın soframda kuru domatesli zeytin salatam, kuru domatesli ekmeklerim olmalı diyerek pilav tarifime geçiyorum.

Bloguma kızlarıma anı olsun diye aile efradından tarifler koymaya çalışıyorum. Anneanne,  babaanne, halalar, kuzenler hepsinden tarifler olsun istiyorum. Kızlarımın iki halasının da tarifleri var ama en büyük halasından tarif koymamışım. Aslında çok güzel börek yapıyor ve kızlar Mukaddes halamın böreği bir başka diyorlar. Hatta büyük kızım yurt dışından geleceği zaman yapılacaklar listesini verdiğinde mutlaka Mukaddes halasının böreği oluyor listede. Ben de bir araya gelince o böreği yapar da fotoğraflarız diye bekliyordum. Böreği artık yapınca fotoğraflarız ve yayınlarım. Mukaddes ablanın yaptığı bu çorba da nefis mi nefis olmuştu. Daha fazla geciktirmeden onu yayınlayayım dedim. Kendi elleriyle yaptığı tarhanaya yazlıkta bahçesinde yetiştirdiği biberlerin kurutulmuşlarından  da koyup harika bir çorba ikram etti bize.  Malzemeler: 5 çorba kaşığı ev tarhanası 6 su bardağı su 6 adet kurutulmuş biber 2 diş dövülmüş sarımsak Tuz

Hafta sonu Kuşadası’na gittiğimde Davutlar’dan dut yaprağı topladık. Dut yaprağı sarmasını uzun süredir denemek istiyordum. Dün sardım ve ilk defa yedik. Etli yaprak sarmasına kullandığım dolma içine biraz da nar ekşisi ilave ettim. Dut yaprağı pişince gayet ince oluyor ve tadı çok da güzel ben sevdim.   Malatya’da dut yaprağı sarması farklı bir tarifle yapılıyor. Onu da deneyeceğim bir gün. Şimdi sıra kiraz yaprağı sarmasına geldi. Bakalım bulursam onu da saracağım.

Bu böreğin tarifini hafta sonu Kuşadası'nda oturan aslen Senirkent'li Raziye teyzeden aldım. Senirkent Isparta'nın bir ilçesi. Yaşlı teyzelerden yemek tarifi almayı çok seviyorum. Tarifin orjinaline ulaşmış oluyor insan. Anlatırlarken en hoş tarafı da ölçü istediğimde şu malzeme az ise şunu da ekleyebilirsin veya evde ne varsa kısmı oluyor. Onun için malzeme listesini ve yapılışının tarifini alıp aşağı yukarı ölçülendirip yapmak gerekiyor. Mesela diyorum Raziye teyzecim bir bardak yeşil mercimek koysam ne kadar haşhaş ezmesi koyacağım '3-4 kaşık yeter ama mercimeğin azsa haşlanmış patateste koyabilirsin evde ne varsa' diyor. Bu arada bir de şunu öğrendim. Komşu ilçe Uluborlu'nun saç börekleri daha küçük Senirkent'inkiler daha büyükmüş. Başlıyor anıları anlatmaya. Raziye teyzenin onlarca anısının arasından tarifi ayırıp saç böreğimi de yaptıktan sonra sıra geldi sizlerle paylaşmaya.

Herkese mutlu haftalar dileğiyle bu haftaya tatlı tarifi ile başlayalım. Emekli oldum halen pazartesi sendromu yaşıyorum buna da şaşıyorum. Çalışma hayatı uzun sürünce etkisinden kurtulmak kolay olmuyor demek ki.

İspanya'ya özgü bu güzel çöreklerin hamurunu hazırlamak profiterol hamuru hazırlamaktan çok da farklı değil. Hazırladığınız hamurlara pasta enjektöründe şekil verdikten sonra kızartıyorsunuz. Tv'de belgeselde yapılışını izlediğim bu çöreklerde ölçü olarak 200 ml.lik bardak kullandım. Çörekler uzun şeritler halinde de olabiliyor. 

Gazeteci Ahmet Aydın Akansu Bostanlı Güzel Sanatlar Parkı Sergi Salonu’nda  9-10-11 Mayıs günleri boyunca ‘1000 yıllık Zeytin Ağacı‘ temalı fotoğraflarını sergiledi .  Ege ve Akdeniz Bölgesinde çekilmiş asırlık ağaçların fotoğraflarından oluşan sergide zeytine ve zeytin ağacına olan hayranlığım bir kat daha arttı.  Fotoğrafların hepsi birbirinden harikaydı ve sergiye ilgi yoğundu. Özellikle sergiyi gezen ileri yaşlardaki izleyicilerden bazılarının zeytin sevgisine hayran kaldım ve çok duygulandım. Ağaçların üzerinde oluşan kıvrımlar fotoğraflara o kadar güzel yansımıştı ki izleyenlerin tüm dikkatlerini ağaçların kıvrımları çekti. Bazı izleyenler kıvrımları bir tavşan yüzüne, bazıları yarasaya, bazıları da timsaha benzetti. Fotoğraflarda farklı yaşlarda zeytin ağaçları vardı. Çevre konusunda yazan Ahmet Aydın Akansu ağaçları fotoğraflamak için ağırlıklı olarak Ege Bölgesi’nde farklı yerlerde yıllanmış ağaçların fotoğraflarını çekmiş. Anıt zeytin ağaçları karelerinin hepsi muhteşemdi.

Karşıyaka Belediyesi, sağlıklı beslenmeyi teşvik etmek, Akdeniz tipi beslenmenin sağlığa katkısını halka anlatmak ve Ege Bölgesi’nin lezzetli yemeklerini öne çıkarmak amacıyla üçüncü kez Zeytinyağlı Yemek Yarışması düzenledi. Büyük ilgi gören yarışmada zeytinyağlı yemeklerde 40 çeşit; zeytinyağlı hamur işlerinde (Börek ve tatlılar) ise 35 çeşit yemek yarıştı. Hünerine, damak zevkine, yaratıcılığına güvenenlerin katıldığı yarışmanın danışmanlığını ise Gazeteci yazar Slow Food İzmir Bardacık Birliği Lideri Nedim Atilla üstlenmiş.

Napolitan sos bizim evde en çok tüketilen sosların başında geliyor. Özellikle spaghetti makarna ile çok yakıştırdığımız bu sosu yaz boyunca taze domatesle kış boyunca da yazdan yaptığımız domates konservelerini ya da konkase domatesleri kullanarak kısa sürede hazırlıyorum.

Kupanista  taze baklayla yapılan nefis bir Girit mezesi.  Gördüğümden beri yapmak için fırsat kolladığım bu mezenin tarifini  Özlemaki ’den aldım. İyi ki yapmışım nefis oldu. Özlemaki kupanista kelimesinin kullanımına dikkatimizi çekmiş.Tariften önce kupanista için yazdıklarını aynen aktarmak istiyorum. kupanista : havanda dövülen her şey olmasına rağmen bakla ezmesiyle özdeşleştirilmiş. kupanistes: yine ezilmiş/dövülmüş anlamında fakat kupanistes dediğimizde zeytin ezmesini kastetmiş oluyoruz. kopanisti: peynir türü

Pazar günü İzmir’li yemek blogu yazarları hep beraber arkadaşımız Serap’ın (LezzetliSomunlar) evinde toplandık. Çok samimi ve sıcak bir ortamda gerçekleşen toplantımızda harika vakit geçirdik. Yazıştığım arkadaşlarımla tanışmak harika bir duyguydu.  Ayrıca toplantıyı organize eden ve emeği geçen diğer arkadaşlara da çok teşekkür ederim. Toplantıya giderken hepimiz  hazırladığımız ikramları getirdik. Tahmin edebileceğiniz gibi hepsi birbirinden güzel ve lezzetliydi.  Ben de patlıcanlı börek hazırladım. Bu gün patlıcanlı böreğin tarifini ve toplantıdan birkaç kare paylaşmak istiyorum.

Yeşil mercimekli erişte çorbasına kızım çocukluğundan beri bayılıyor.Yoğurtlu çorbaları sevenler için lezzetli ve besleyici bir çorba.Bizim evde en çok yapılan çorbalardan...

Kabak çiçeğinin kızartması nefis oluyor. Kabak yurdumuzun her yöresinde yetişse de kabak çiçeklerinin kızartması daha çok Ege Bölgesi'nde biliniyor ve seviliyor. Kabak çiçeğinin kızartması kadar dolması da çok güzel olur dolma tarifim için; http://www.pembekekik.com/2011/06/kabak-cicegi-dolmas.html  

Kekikli piliçi hazırlarken ben piliç kanat kullandım ama piliç but veya piliç göğüste de aynı marinadı kullanıyorum. Piliçleri ızgarada pişirmeden önce hazırladığım kekikli marinada bulayıp bir saat kadar bekletmek gerekiyor. Bundan sonrasında piliçler ızgarada pişmeye gidiyor. İster fırın ızgarasında, ister mangalda, ister ocak ızgarasında. Hepsi de çok güzel oluyor. Malzemeler:

Taze fasulyenin etlisini de zeytinyağlısını da çok severim. Yanında bir de pilav olduğu zaman ne salata ne de çorba ararım. Bir de üzerine bolca taze çekilmiş karabiber ile değmeyin keyfime.