pembe kekik tarifleri

Ala Nazik Kebabı ya da Ali Nazik Kebabı diye adlandırılan Gaziantep'in bu harika yemeğini kızım çok sever. Ben yemekte sızma zeytinyağı kullandım. Bu yemekte kıymayı kavururken kurumamasına dikkat edip yumuşak kalmasını sağlarsak daha lezzetli oluyor.

Semizotu salatasını yaparken sadece yapraklarını kullanıyorum.  Yapraklarını elle koparıp doğrarken bıçak kullanmayın çünkü sulanıyor. Çok lezzetli olan bu salata özellikle balığın yanına harika oluyor.  Bu aralar semizotunun en güzel zamanı.  Ben pazardan 2 demet semizotu alıyorum salata için taze yaprakları kullandıktan sonra kalanlarla semizotu yemeği veya çorbası yapıyorum. Çorba ve yemek tariflerim için; http://www.pembekekik.com/2011/07/semizotu-borani.html http://www.pembekekik.com/2011/06/irmikli-yaz-corbas.html

Bu tarifi sır olarak mı saklasam yoksa paylaşsam mı diye çok düşündüm. Nedense bu günlerde hep bir restaurant açma hayalini kuruyorum. Deniz kenarında küçük bir sahil kasabasında beni de çok yormayacak kendi halinde bahçeli bir yer hayal ediyorum. Restaurantın bahçesinde mutlaka limon ağacı olmalı. Küçük kızımın okulu bitmeden bu hayali kurmak boşuna ama hayal etmeden de yaşanmıyor ki. Bu tarifle balığı pişirip yediğimde ilk düşündüğüm şey bu yemeği hayalimdeki restaurantımın menüsüne koymalı mıyım oldu. Evdekiler benim bu hayalime güldükleri için ben de artık tarifi sizlerle paylaşmaya karar verdim. Ben de bu merak bu araştırmacı ruh varken o zamana kadar başka lezzetler keşfederim. Bazen çok lezzetli bir yemeğin çok basit bir tarifi vardır. Bu muymuş dersiniz ya. Bu da o tariflerden birisi. Herkesi kıskandırdığım sır gibi sakladığım tarifime gelince çok basit ama müthiş lezzetli bir ızgara balık tarifi. Bodrum çipurası ile hazırladığım ızgara balıkda limon yapraklarını kullanmadan ön

Izgara balık için çok lezzetli bir zeytinyağlı balık sosu tarifi paylaşacağım bugün. Ben sosun içine dövülmüş sarımsak yerine mevsimi olduğu için taze sarımsakları çok ince kıyarak kullandım. Görünüş olarak da lezzet olarak da mükemmel olan bu sosu; bir sonraki postumda paylaşacağım ızgara çipuraların üzerine gezdirip servis yaptım. Daha önce biberiye ile denediğim bu sosu bu sefer hazırlarken  ot olarak maydanozu tercih ettim çünkü balığı aromalı bir bitki ile birlikte  pişirdim. Balığın tarifi için bir sonraki postumu bekleyeceksiniz. Pişirdiğim balıkların en güzellerinden birisi oldu. Sürpriz bir tarif. Balık sevenlerin tarifimi mutlaka okumasını tavsiye ederim.

Pazara gittiğim zaman gözlerim hep otlarda oluyor. Ege otları hakkında her gün biraz daha fazla bilgi ediniyorum.  Özellikle aromalı otlar favorim. Otları genelde haşlayıp üzerine sadece zeytinyağı dökerek veya limon suyu ya da sirke ilavesiyle salata niyetine yiyorum. Bazen de farklı malzemelerle salata sosu yapıp üzerine döküyorum. Pazar’dan çitlembik ağacının filizlerini bulduğum zaman çok sevindim her zaman ki malum tarifimi uygulamadan önce ot doktoru (otlar hakkında derin bilgilerinden dolayı benim taktığım isim)  Nafiye ablayı aradım ve ben çitlembik aldım bununla başka ne yapabilirim diye sordum o da bana çitlembikleri kavurup sarımsaklı yoğurtla da yememi veya yumurtalı çitlembik kavurması yapmamı önerdi. Daha başka neler yapabilirsin ben arkadaşlardan araştırayım dedi onun araştırma sonuçlarını beklerken netten değişik bir çitlembik yemeği tarifi aradığımda her yerde karşıma çitlembik otlarının kabakla karıştırılması ile yapılan bir börek çıktı.  Salı günü severek takip ettiğ

Pazarda tezgahın birinde satılan çilekler Emiralem çilekleri diye yazıyordu. Hoş hemen hepsinde aynı şey yazıyordu. Yazıyı görmezden gelerek bu çilekler nereden diye sorduğumda da satıcı Atça'dan diye cevap verdi. Atça'nın  çilekleri de çok güzel olur. Özellikle hormonsuz yetişen küçük boy mis kokulu çilekler. Neden Emiralem diye yazmışsın dedim müşteriler onu daha çok istiyor ve soruyor diye dedi. Artık çilek nerenin çileği bilemedim ama yanılıp ta o çocuktan nasıl çilek aldığıma şaşırdım. Bazen insan tutuluyor herhalde. Tezgahların önünden geçerken mis gibi çilek kokusu etrafa dağılıyordu. Pazarda çilek gibi kokmayan tek çileği ben almıştım. Evde tadına baktım tadı da yerinde değildi artık pratik bir şekilde bir tatlıya dönüştürmekten başka şansım kalmadı. Neyse ki güzel oldu...

Uzun süredir evde lahmacun yapmak istiyordum. Tam istediğim gibi bir lahmacun oldu ve severek yedik. 15 cm çapında lahmacunlar yapıp fırına attıktan sonra onlar pişerken Adana’da fındık lahmacun ya da bardakaltı lahmacun diye bilinen 8-10 cm çapında minik lahmacunlardan yaptım. Piştikten sonra da onları daha çok sevdim. Lahmacuna sarımsak koymak Gaziantep’e özgüdür ama taze sarımsak çıkmışken kullanmadan geçemedim. Gaziantep’in lahmacunları 20-25 cm çapında ve hamuru ince olur onun da yeri ayrıdır. Ben bu fındık lahmacunları da çok sevdim ve yanında soğan salatası ve ayran ile harika bir öğün oldu.

Evde makarna o kadar pişiyor ki. Kızım tek kelimeyle makarna canavarı. Biraz da sebze yedirmek çabasıyla doğaçlama ortaya çıkan basit bir tarif. Ispanak soslu makarna yaptığım zaman ıspanağa mutlaka beşamel sos veya krema ilave ederim.  

Makedonya göçmeni olan babaannem bu köfteyi çok severdi içine konan yeşilliklerden dolayı olsa gerek bu köfteye yaz köftesi derdi. Bu köfteler kızartılarak yenir ancak biz kızartma yemediğimiz için ızgarada pişiriyoruz. Bol yeşillikli bu köfteyi denemenizi tavsiye ederim. Patatesleri kızım için kızartıyorum. Köfteyi ızgarada pişirsek de kızarmış patatesi çok sevdiği için  ona da ses çıkarmıyoruz artık. Evde kısıtlarsak hamburgercilerde soluğu alıp orada yiyor. Sanırım çocuklar ve gençler köfte patates ikilisine bayılıyor.

Belgesel izlemek en büyük zevkim. Belgeselde yemek tarifleri varsa ve günlerden cumartesi pazarsa defter kalem elimde televizyonun başında hem izliyor hem de bir taraftan da notlarımı alıyorum. Malzemesini bulabileceklerimi not alıp çoğu zaman deniyorum.  İzlediğim bir belgeselde sunucu Sicilya ve yemeklerini tanıtırken babaannesinin yaptığı tarifi ile anlattı bu taze fasulye yemeğini. Anlatmakla da kalmadı bir güzel de pişirdi.  Ben de büyük bir merakla izledim nasıl oluyormuş İtalyan usulu taze fasulye diye. Fasulyeleri ayıklarken ortadan kırmadı. Sadece uçlarını temizledi ve fasulyeleri tüm olarak bıraktı. Fasulye piştikten sonra da yemeği bir güzel yedi ve bazıları yemeğin sosunu tabağında bırakır ama ben böyle severim diyerek  ekmeğini yemeğin suyuna bandıra bandıra tabakta kalan domates sosunu da yedi bitirdi. Afiyet Olsun. Bana hiç yabancı gelmedi bu manzara.  Konkase domates yerine taze domates de kullanabilirsiniz. Sunucu on beş dakika pişirme süresi verdi ama bu bana göre yet

Haşlanmış ıspanak kökü ile yapılan bu taratoru salata, meze ve garnitür olarak kullanabilirsiniz. Pazardan alınan ıspanak köklerini de değerlendirmek için iyi bir yöntem olan bu lezzetli taratoru denemeyen varsa tavsiye ediyorum. Haşladığınız kökleri bir kaç gün sonra tüketecekseniz eğer kapaklı bir cam kap içerisinde buzdolabında soslamadan koruyun böylece rengi bozulmayacaktır. Ben ıspanak yemeği yaptığım gün köklerini bu şekilde kaldırdım ve üç gün sonra tarator olarak hazırladım. Pakette ıspanak kökü alanlar için bu durum söz konusu değil tabii ki. Ispanak köküyle yaptığım yeşil mercimekli ıspanak kökü tarifim için buradan tıklayınız.

Sütlü ve meyveli tatlıları seviyorsanız bu tatlı tam size göre. Arkadaşım Nedret’in ikram ettiği bu tatlıda kullanılan mandalina marmelatı, Bodrum Gümüşlük’ten alınan Bodrum mandalinasıyla yapılmıştı. Bu marmelatın tadı da aroması da çok güzel. Yazın yolu Bodrum’dan geçenlere Gümüşlüğe uğrayıp ev yapımı mandalina marmelatlarından almasını tavsiye ederim. Ben seneye kısmetse mutlaka yapacağım. Çekirdekli olmasına rağmen en sevdiğim mandalina Bodrum mandalinasıdır. Kokusunu çok severim. Mandalina marmeladım yok diyenler tatlıda onun yerine portakal şekerlemesi veya rendelenmiş portakal kabuğu ya da portakal reçeli kullanabilirler. Sözü daha fazla uzatmadan tarife geçiyorum.

Arapçada nohut anlamına gelen humus Güney ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde çok sevilen ve sıkça yapılan bir mezedir. Nohutla tahinin bir araya gelip oluşturduğu enfes lezzeti denemenizi öneririm.  Özellikle Tarsus’un humusu çok meşhurdur. Bir ara patentini almak için müracaat ettiklerini okumuştum ama sonuçla ilgili bir bilgim yok.  Farklı sunumları olan humusu Adana’da bir kebapçıda güveçte sıcak olarak fırınlanmış ve pastırma ilave edilmiş olarak yemiş ve çok beğenmiştim.Humusu servis ederken üzerine dolma fıstığı kavrulup süsleme yapılıyor ve yağda pul biber yakılıp üzerine dökülüyor. Ben cevizi de çok yakıştırdım. Tercihi size bırakıyorum. 

Bu tepsiyi yapmak için öncelikle evde bulunan nakışlı bir kumaş veya bir örtü gerekiyor. Elinizde yoksa bu tepsiyi yapmak için özel olarak bir kumaşa nakış işlemeniz gerekiyor. Ben yapamam diyenler kumaşıyla birlikte doğru çerçevecilere gidebilir.Zevk sizden emek onlardan. Sonuç her iki türlü de çok güzel. Nakışlı çay tepsisi

Rezenenin yabani türüne arapsaçı denilmektedir. Ege’de pazarlarda yaygın olarak satılır ve tüm Ege bölgesinde bilinir. Arapsaçının yapraklarının aroması rezeneye göre daha güçlü ve daha keskindir, doğada kendiliğinden yetişen arapsaçının yanında yetiştirme arapsaçı da satılmaktadır. Benim tercihim kırlardan toplanan arapsaçından yana. Arapsaçının yapraklarının içindeki ‘antheol’ adlı maddeden kaynaklanan anason benzeri bir koku vardır. Özellikle doğada kendiliğinden yetişen arapsaçında bu kokuyu son derece kesif bir şekilde hissedersiniz. Bu aroma yemeğe bütün lezzetini verir. Arapsaçı, otlu böreklerin içine çok yakışır.  Karışık ot kavurmasının içerisinde mutlaka arapsaçı olur. Arapsaçını haşlayıp aynı diğer ot salatalarında olduğu gibi üzerine zeytinyağı gezdirip sarımsak ve limon suyu veya sirke ilave ederek meze olarak yiyebilirsiniz. Arapsaçı ile ister zeytinyağlı yemek yapar isterseniz de kuzu etiyle sıcak ve nefis bir etli sebze yemeği yapabilirsiniz. Ben arapsaçını özellikle de

İsmini kurabiyemi koyayım poğaçamı koyayım diye çok düşündüm. Muffin görünümlü kurabiye kılıklı tatlı poğaça oldu çünkü yaptıklarım. Neden mi böyle bir şey yaptım eldeki malzemeler ve kızımın damak tadına uysun diye. Tecrübelerime dayanarak sonuçta güzel şeyler çıkacağından çok emindim. Benim için hiç bir şey sürpriz olmuyor. Hamurları istediğim gibi yönetiyorum.  Neden mi muffin kabına koydum kızım cup cake seviyor diye. Kızım keki ve  muffini çok seviyor bir de tuzlu poğaçaları. Benim kızımda yumuşak hamur takıntısı var. Ablası da öyle aslında o da kurabiye çok sevmez o şimdi yurt dışında olduğu için ne yer ne içer (aslında hep soruyorum bazen de internetten canlı yayın yemek yapıyoruz karşılıklı). Ne zaman yeni bir şey yapsam o da yeseydi diye düşünüyorum. Neyse ki çok becerikli başının çaresine bakar. Bir numaralı okuyucum o. Onun için mümkün olduğu kadar göz kararı koyduğum şeyleri ölçülendirmeye çalışıyorum. Sadece kızım değil yurt dışında ve yurt içinde çalışma hayatına yeni atı

Fırında pişen bu çıtır kıtır kabak kızımın favori yemekleri arasında. Rendelenmiş hamurla yapılan kabak crumble  kıtır kıtır lezzetiyle hem sağlıklı hem de lezzetli bir yemek. Kabakları sotelerken sulanmamaları için yüksek ateşte soteleyiniz varsa vok ocağınızı kullanınız. Bu fotoğrafı kızım kendi fotoğraf makinasıyla çekti ve bunu kullanmaya karar verdim. Sevdiği yemeklerin fotoğraflarını zevkle çekiyor. Blog başlığımda  bulunan  karabiberler de kızımın çekimi.

Bu tarif yeğenimiz Banu’nun .Onun için adını Kup Banu koydum. Banu bizi yemeğe çağırdığında ikram etti bu tatlıyı. Çok hafif, pratik ve çok lezzetli bir tatlı. ben çok beğendim ve hemen sizlerle paylaşmak için tarifini aldım.  Banu harika yemek yapıyor bu konuda çok yetenekli ve mutfakta kendini kaybediyor. Mesleğini çok severek yapan bir gıda mühendisi. Yemek yapmaya adeta aşık. Yok yok onun ki hem aşk hem tutku. Eşi de aynı derecede yemeğe sevdalı o da çok iyi bir şef. Ayrıca birbirlerine de çok aşıklar. Mutfaklarında pozitif enerji çok yüksek. Harika lezzetler çıkıyor o mutfaktan. Eşinin bana da kayısı topları yapma sözü var ama bakalım ne zaman yerine getirecek. Kayısı tekrar çıkınca yapacak her halde. O zaman ben de o tatlı tarifini sizinle paylaşacağım. Merakla bekliyorum. Burada yazıyorum ki belki okur da hatırlar diye. Okumazsa da Banu nasılsa okur ona da söyler. Neyse biz tarifimize dönelim. Karamelize edilmiş elma ile servis edilen Kup Banu'ya bayılacaksınız. Tatlı da kul

Önce iki renk hamur hazırladım. Sonra ebru yapar gibi kafama göre takıldım. Sonuç bir sanat harikası değildi ama lezzeti harikaydı. Kızım portakal aroması ile çikolatayı bir arada çok seviyor. Ben de portakallı kakaolu keki öyle çok yapıyorum ki bu sefer hiç olmazsa şekli farklı olsun dedim. İçine de portakal suyu koymadım sadece kabuklarını ilave ettim.

Şiiri oldum olası çok severim. Şair Gıda Mühendisi olunca da kitap iyice ilgimi çekti. Şiir sevenler için farklı bir alternatif.Şairin iki kitabı tek kitapta yayımlanmış. Biri, İlki 2005 te yayımlanan Bir Uçurumun Kenarından 'ın İkinci Baskısı. Diğeri ise yeni kitabı Tüm Öznelerim Sensin. 

Cumartesi günü konuklarıma çayın yanına çabucak hazırladığım nişastalı kekin içine Çeşme limonu kullandım. Kabukları kalın olduğundan rendesi de güzel oldu. Çok da sulu bir limondu. Kekim de Mis gibi yumuşacık nefis bir kek oldu. Limon benim yaz kış vazgeçemediğim tatlardan ve mutfağımdan hiç eksik olmaz. Henüz nişastalı keki denemediyseniz tavsiye ederim. 

Kasaba ve köy pazarlarını çok seviyorum. Menemen pazarına da hep gitmek istiyordum geçen hafta nihayet gittim. Karşıyaka’dan İzban'la yarım saat süren bir yolculuktan sonra Menemen’deydik. Pazar yerini sorduğumuzda yürünebilir ama biraz uzak dediler bizde otobüsle Pazar yerine ulaştık. İzmir pazarlarına Menemen’den çok ürün geliyor. Doğrusu Menemen pazarını çok merak ediyordum. Çarşamba günü Bostanlı pazarına gidip alışverişimizi yapmıştık;  buna rağmen alacak şey buldum. Sarmaşık otu, tilki kuyruğu, yabani arapsaçı ve zeytin aldım. Sebze fiyatları çok farklı olmasa da daha taze ve bol sebze vardı. Pazar turumuz bittikten sonra toprak güveç satan yerlere uğradık ve çoktandır almak istediğim dolma taşını aldım. Kızım yaprak sarmasını çok sever halası ona hemen yaprak sardı ve güveçte pişirdik. Harika oldu. Bundan sonra dolmaları da güveçte pişireceğim. Güveç tenceremi uzun yıllar önce Avanos’tan almıştım çok severek kullanıyorum. Menemen’de de envai çeşit güveç ve toprak kaplar mevc

Bu helvayı yaparken dil peyniri kullandım ve çok güzel oldu. Ölçüler 4-6 kişilik. Ben fotoğraflamak için kalıp kullandım ama kalıp kullanmak şart değil. Fıstık yerine tarçın da kullanabileceğiniz bu helvayı ılık ılık yemesi çok güzel oluyor.

Sonunda bahar geldi. Girit kabakları benim favorim. Her iki türünü de çok seviyorum ama tombul kabaklar dolmada çok güzel oluyor. 

İşkembe çorbasını en çok Rumeli usulu terbiyeli işkembe çorbası olarak seviyoruz. Pişmesi çok zaman aldığı için düdüklüde haşlamayı tercih ediyorum. 

Sicilyalılar en çok Vincenzo Bellini'nin bestelediği Norma Operası ve özel ricotta peyniri ve patlıcan kullanarak yaptıkları makarnayla gurur duyuyorlarmış. İkisi de çok ünlü olmuş. Tiyatro yönetmeni Nino Martoglio da bu iki güzelliği bir isimde birleştirelim demiş ve makarnanın adını Pasta alla Norma (Norma'nın Makarnası) koymuş, makarnaları dünya çapında o isimle ünlü olup tanınmış. Geçenlerde televizyonda izlediğim bir belgeselde öğrendim bunları, biraz da netten araştırma yapıp operadan bir bölümü de Maria Callas'ın güçlü sesinden dinledim. Bizim evde hamur işleri çok sevildiğinden İtalyanları fahri hemşehrimiz olarak ilan ettik ve makarnanın her türlü tarifini deniyoruz. Bu makarnanın özelliklerinden birisi de makarnada kullanılan peynirin koyun sütünden yapılan ricotta peyniri olması. Bu özel ricotta peyniri tuzda bekletilip sertleştirilerek yapılıyormuş. Italyanlar dahi bu ozel ricotta’yi bulmakta zorlanıyorlarmış, normalde Italya’nin her yerinde daha tatlimsi bir ta